Bir Teknolojik İnovasyon Örneği Bluetooth

Bir Teknolojik İnovasyon Örneği, Bluetooth®

İnovasyon, kuşkusuz son yıllarda iş hayatının konuştuğu ve tartıştığı en önemli konulardan birisidir. Bu tartışmalar on beş yirmi yıl öncesinin tartışmalarına benziyor. O zaman için kalite iş alemini kurtaracak en önemli unsur idi. Bu gün ise inovasyon aynı serüveni yaşıyor. İnovasyonun bir çok tarifi olsa da en çok ticari hayatta başarı sağlayan yenilik olarak tarif edilebilir kısaca. Durum böyle iken yeniliği tarif etmeye kalkarsak iki tip yenilik olabilir; Birincisi teknik yenilikler, ikincisi süreç yenilikleri. Her iki yenilik de iş hayatında ticari başarıya dönüştürülebiliyorsa teknik inovasyon ve süreç inovasyonu olarak adlandırılabilir. 

Günümüz iş hayatında inovasyon denince daha çok süreç inovasyonu akla geliyor ve en çok starbucks, Dell, Levi’s, amazon.com gibi örnekler veriliyor. Teknolojik inovasyonlardan bahsedilince daha çok bunun dünyayı yerinden oynatan bir buluş yapmak gerektiği ve bunun için de biz Türklerin gücünün yetmeyeceği gibi yorumlar yapılıyor. Oysa sadece süreç inovasyonu ile yetinmek Türk sanayisinin teknolojik know how oluşturmadan sadece hizmet alanında ilerlemesini destekler ki bu stratejik olarak yanlış olur. Oysa sanayicimizin sadece süreç inovasyonu değil, teknolojik inovasyonu da gerçekleştirmesi gerekir. 

Global sınırların hızla kalktığı ve özellikle Dünya Ticaret Örgütünün uygulamaları ile Dünya Ticaretinin geliştiği, gümrüklerin etkilerinin azaldığı bu günlerde teknolojik inovasyon yaparak uluslararası şirketlerle rekabet etmek elbette ki zordur. Hatta bazı konularda mümkün değildir. Ama şöyle bir durum vardır ki sanayicimizin teknolojik olarak rekabet etmeden ayakta kalması mümkün değildir. Bunu başarmak lazım. Peki bunu başaran nasıl başarıyor peki? 

90’lı yıllarda cep telefonunda önemli bir marka olan “Ericsson”  özellikle 2000’li yıllardan sonra cep telefonu kısmını SONY’ye devretti. Ericsson cep telefonu pazarında başarılı olamadı mı? Oldu veya olmadı. İşin detayı biraz pazarlamacıları ilgilendiriyor. Ama Ericsson şu an ayakta ve onun geliştirmiş olduğu bir ürün olan “Bluettooth®” onun rakipleri dahil her cep telefonu şirketi hatta bilgisayar şirketleri tarafından kullanılıyor. Bluettooth®, Ericsson tarafından geliştirilmiş olan, radyo dalgalarından yararlanılarak veri iletişimini sağlayan bir sistemdir. Bu gün satılan her cep telefonunda hemen hemen kullanılmaktadır. Bluettooth® markasını ve logosunu kullanmak ücrete tabii ve patent ve marka haklarını SIG adlı 3000 den fazla şirketin üye olduğu bir kurum tarafından yönetiliyor. Ericsson cep telefonu pazarından çekildi ama farklı bir Pazar oluşturdu. Yani sadece bir pazarda kıyasıya rekabet yerine yeni bir niş Pazar oluşturdu. Hem de teknolojik niş pazar. Bu bir teknolojik inovasyondur. Türkiye’deki şirketlerin böyle bir teknolojik inovasyon yapması elbette zor. Amerikan Patent Ofisinin web sayfasına (www.uspto.gov) girildiğinde Ericsson’un 6800’den fazla patent başvurusu olduğu görülmektedir. Bırakın Türkiye’deki bir şirketin Türkiye’de Osmanlı Patent Kanunundan (1879 İhtira Beratı) beri günümüze kadar yapılan yerli patent başvurularının sayısı Ericsson’un patent sayısından azdır maalesef. Türkiye’de 1 yılda yapılan başvuru sayısı Amerika’da 1 haftada yapılıyor. Durum böyle kötü iken tamamen teknolojik inovasyondan kaçmak ve sadece süreç inovasyonuna önem vermek yanlış bir strateji olur. Teknolojik inovasyon yapmak ve rekabet edebilmenin yolu bu işi (teknolojik inovasyon) en kısa, en ucuz ve en verimli bir şekilde nasıl yapılacağını öğrenmek olacaktır. Gelecek yazılarımızda bundan bahsedeceğiz.

Be the first to comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir